Mali müşavirlerden basın açıklaması: ‘Angaryalara hayır’ - Videolu Haber
Adıyaman Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (SMMMO) Başkanı Aziz Çelik ve mali müşavirler, GİB'in (Gelir İdaresi Başkanlığı) taleplerine karşı yapılan basın açıklamasında, mesleklerinin üzerindeki ağır iş yükünü ve yaşadıkları sorunları dile getirdi.
Çelik ve mali müşavirler, vergi beyannamelerinin süresi uzamayan ve çalışmayan sistemlerle ilgili sıkıntılarına dikkat çekerek, mesleklerinin giderek dayanılmaz boyutlara ulaştığını ifade ettiler. Beyan ve bildirimlerin sayısının artmasına rağmen içeriklerinin karmaşık hale geldiğini belirten Çelik, iş yükünün her geçen gün arttığını ve meslek mensuplarının ağır bir stres altında çalıştığını vurguladı.
Mali müşavirler, elektronik sistemlerin sağlıklı çalışmaması ve beyan sürelerinin kısalığı gibi faktörlerin işlerini zorlaştırdığını dile getirdiler. Özellikle bayram tatili gibi resmi tatillerin gelmesiyle birlikte işlerin aksadığını ve süresinde hazırlanamadığını ifade ettiler. Bu durumun, kurumlar vergisi beyannamelerinin ve enflasyon düzeltme işlemlerinin yetiştirilememesine neden olduğunu belirttiler.
Çelik ve mali müşavirler, meslektaşlarının iş ve yaşam dengesini olumsuz etkileyen bu durumun çözümü için Hazine ve Maliye Bakanlığı'na defalarca çözüm önerileri sunduklarını ancak dikkate alınmadığını belirttiler. Mali Müşavirlerin çalışma koşullarının düzeltilmesi ve iş yükünün hafifletilmesi için acil önlemler alınması çağrısında bulundular.
Ayrıca, deprem bölgesindeki işletmelerin vergi ve SGK tutarlarının ödeme kolaylığı sağlanması, vergi teşviklerinin artırılması ve depremden etkilenen şehirlerin yeniden kalkınması için desteklerin artırılması gerektiğini vurguladılar.
Meslektaşlarının işlerini sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için yapılan başvuruların ve taleplerin dikkate alınması gerektiğini belirten Çelik ve mali müşavirler, sorunların çözülmesi için yetkililerden daha duyarlı bir tutum sergilenmesini beklediklerini ifade ettiler.
SMMMO Başkanı Aziz Çelik basın açıklamasında şunları kaydetti:
“Devletlerin vergi gelirlerini toplamak ve hükümetlerin çeşitli alanlarda geleceğe yönelik planlamalar yapmak için bazı verilere ihtiyaçlarının olduğu açıktır. Ancak, bu veriler toplanırken, istenilecek verilerin mümkün olduğunca tek elden alınması, gereksiz bilgi toplamanın önüne geçilmesi ve veri toplama için kullanılan yöntemlerin de sağlıklı çalışması büyük önem arz etmektedir. Ancak bugün Mali Müşavirlerin sırtındaki yük artık dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Meslek mensupları aracılığıyla alınan beyan ve bildirimlerin sayısı her geçen gün artmakta, bu beyan ve bildirimlerin içerikleri kolaylaşacağına zorlaşmaktadır. Gelişmiş ülkelerde iş verimini artırmak için haftalık çalışma günlerinin dört güne indirilmesi tartışılırken biz Mali Müşavirler olarak neredeyse 7/24 ofislerimize hapsediliyoruz. Görünürde mükellef veya işverenlerden istenilmekle beraber, iktisadi ve sosyal hayata ilişkin ihtiyaç duyulan hemen her veri Mali Müşavirler aracılığıyla toplanılır hale gelmiştir. Bu durum meslek mensuplarının zaten çok ağır bir iş yükü altında ezilmelerine sebebiyet vermekte iken, bir de beyan ve bildirimleri almak için kullanılan sistemlerin sağlıklı çalışmaması ve yoğunluk dönemlerinde tıkanması, zamanla yarışan meslektaşlarımızın streslerini katbekat artırmaktadır. Meslektaşlarımız, rutin dönemlerde dahi beyan ve bildirimleri sağlıklı bir şekilde hazırlayamaz hale gelmiştir. 3568 sayılı Meslek Yasamızın 1. Maddesinde Kanun’un amacı, “işletmelerde faaliyetlerin ve işlemlerin sağlıklı ve güvenilir bir şekilde işleyişini sağlamak, faaliyet sonuçlarını ilgili mevzuat çerçevesinde denetlemeye, değerlendirmeye tabi tutarak gerçek durumu ilgililerin ve resmî mercilerin istifadesine tarafsız bir şekilde sunmak ve yüksek meslekî standartları gerçekleştirmek” şeklinde tanımlanmıştır. Ancak, bu kadar ağır iş yükü altında çalışmak zorunda bırakılan meslek mensuplarının bir işletmeninin faaliyetlerini ve işlemlerini sağlıklı bir şekilde yürütmesi mümkün müdür. Sadece Nisan ayında GİB tarafından ilan edilen vergi takviminde toplam 56 beyan ve bildirimin verileceği açıkça görülmektedir. Bu beyan ve bildirimlerin yanında bir de en son 20 yıl önce uygulanan ve genel tebliği ile sirküleri henüz iki üç ay önce yayımlanan, hala uygulamada birçok tereddüttü barındıran enflasyon düzeltme işlemlerine ilişkin yapılacak çalışmaları da aynı takvimde tamamlanmak zorunda bırakılmasını adil ve uygulanabilir bulmuyoruz! Resmi, idari ve hafta sonu tatilleri Ramazan Bayramı ile birleşince toplam on iki günlük tatil nedeniyle Nisan ayında çalışma günü olarak sadece on sekiz gün kalmaktadır. Bu kadar kısa süreye bu kadar beyan ve bildirimin sağlıklı bir şekilde verilmesine imkân yoktur. Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine yaptığımız hem yazılı hem sözlü başvurularımızı dikkate alması için meslektaşlarımızın masa başında ölmesi mi gerekli! Mali Müşavirlerin iş yükünü hafifletecek çözüm önerilerini Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkililerine hem yazılı hem de sözlü olarak birçok kez aktardık. Yaptığımız her görüşmede, Mali Müşavirlerin ağır iş yükü altında ezildiği, omuzlarındaki yükün artık dayanılmaz bir seviyeye geldiğini, meslektaşlarımızın beden ve ruh sağlıklarının bu yükü kaldırmadığı sıklıkla ifade edilmiştir. Sağlam Kafa Sağlam Vücutta Bulunur demiş büyüklerimiz. Bu gidişle sağlam vücut kalmayabilir. Önerilerimize yıllardır sessiz kalınması sebebiyle büyüyen bu sorunların ortadan kaldırılması için beyan ve bildirimlerin sadeleştirilmesi, bilgi sistemleri alt yapılarının modernizasyonu şarttır. Ölçüsüz bir iş yükü ve adil olmayan ücret tarifesi, mali müşavirlerin iş ve yaşam dengesini olumsuz etkilemekte ve insani yaşam haklarını ellerinden almaktadır. Sorunlarımıza ivedi olarak çözüm üretilmesi için haykıran 130 bin meslek mensubunun çığlıklarına duyarsız kalınmamalıdır. Artık mevcut işlerimizi yapamaz hale geldik, bıçak kemiğe dayandı! İnsani şartlarda yaşamak biz mali müşavirlerin de anayasal hakkıdır. Hazine ve Maliye Bakanlığından her ay beyan sürelerinin uzatılmasını değil, günümüzde yapay zekâ teknolojisinin kullanıldığı bir çağda, elektronik uygulamalar aracılığıyla toplanan verilerin etkin bir şekilde sınıflandırılmasını ve yasal olarak veri talep eden kurumlarla, örneğin TUİK, Merkez Bankası ve Kamu İhale Kurumu gibi tüm kamu kurumlarıyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Aynı verilere dayalı olarak yapılan tekrarlı beyan ve bildirim yüklerinin hafifletilmesini istiyoruz. Ayrıca, vergi beyan dönem ve sürelerinin, resmî tatil günleri dikkate alınarak düzenlenmesini talep ediyoruz. Şu an meslek camiasında bir infial hali mevcuttur. Meslektaşlarımız gece gündüz demeden rutin işlerinin yanında ay sonuna kadar kurumlar vergisi beyannamelerini yetiştirmek için uğraşmaktadırlar. Bayram tatili nedeniyle çalışmaların sekteye uğraması, mükelleflerden bilgi ve belgenin toplanamaması sebebiyle kurumlar vergisi beyannamelerinin süresinde sağlıklı bir şekilde hazırlanabilmesi mümkün değildir. Kurumlar vergisi beyannameleri bile süresinde hazırlanıp beyan edilemeyecek durumda iken bir de bundan 17 gün sonra geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi işlemlerinin yapılmasının ve beyanname ekine bilançonun eklenmesinin istenmesi, biz mali müşavirlerin adeta cinnet geçirmesine sebebiyet vermektedir. 2024 yılı geçiş dönemi olması ve ikincil mevzuatın oldukça geç yayımlanması ve aşırı yoğunluk nedeniyle 2024 yılında geçici vergi dönemlerinde enflasyon düzeltme işlemlerinin yapılmaması için dayanakları ile birlikte Hazine ve Maliye Bakanlığı ve gelir idaresi başkanlığına yaptığımız müracaatımızın hayata geçirilmesini talep ediyoruz.2023 yılına ilişkin Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin ve elektronik defter beratlarının yüklenmelerinin Nisan ayındaki resmî tatil sürelerinin uzun olması nedeniyle zamanında yapılması mümkün değildir. Bu nedenle kurumlar vergisi beyannameleri ile e-defter beratlarının yükleme sürelerinin ve geçici vergi beyan süresinin uzatılması talebimizin yerine getirilmesi gerekir. Ayrıca deprem bölgesinde devam eden mücbir sebep halinin bölgede yaşanan olağanüstü koşullar dikkate alınarak yılsonuna kadar uzatılması ve bölgedeki mükellefler için enflasyon düzeltmesinin vergi etkisi olmaksızın uygulanması talebimizin yerine getirilmesi gerekmektedir. Deprem bölgesi şehirlerimizde, ödenecek Vergi ve SGK tutarlarının büyüklüğü ve ekonomik hayatın getirmiş olduğu zorluklar karşısında işverenlerimize destek olarak yapılacak taksitlendirme işlemine ek olarak Vergi ve SGK prim teşvikleri hayata geçirilmelidir. Deprem bölgesi şehirlerin yeniden kalkındırılması için Kurumlar Vergisi ve Katma Değer Vergisi oranlarında yapılan artışlardan depremden yoğun olarak etkilenen şehirler kapsam dışı bırakılmalıdır. Depremler sonucunda meydana gelen yıkımların büyüklüğü ve oluşan mağduriyetin göz önünde bulundurularak depremden yoğun olarak etkilenen şehirlerin 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun kapsamına alınması için gerekli düzenlenmelerin ivedilikle yapılması önem arz etmektedir. Bizler, devletimiz için her türlü fedakârlığı yapan tıpkı, pandemi döneminde olduğu gibi ekonominin çarklarının dönmesi için sağlımızı tehlikeye atarak üzerimize düşen görevleri yüksek sorumluluk bilinci ile yerine getiren bir meslek grubuyuz. Bizler verginin kutsallığına inanıyoruz ve Devlet bizim devletimizdir. Tabi ki kriz dönemlerinde herkesin elini taşın altına koyması ve var gücü ile çalışması gereklidir. Ancak, kamu gücünün meslek örgütümüzün üzerindeki ağır yük ve sorumlulukları görüp psikolojileri bozulmuş meslek mensuplarımızın dahada kötü duruma gelmemesi için ve 130 bin Mali Müşavirin işlerini daha sağlıklı bir şekilde yapabilmesi için haklı ve insani taleplerimizin ivedilikle hayata geçirilmesini bekliyoruz. Biz Mali Müşavirler artan iş yükümüze dikkat çekmek için buradayız."
Haber: Yusuf Işık/Adıyaman PHA
Kaynak : PHA